Beslenme Beyin Gelişimini Nasıl Etkiler?

Maureen Hawke & Dr. Jane Williams

Erken çocukluk dönemi gelişimindeki en önemli faktörlerden biri, ideal beslenme ve gıda hassasiyet ve alerjilerinin tedavisidir. Beslenmenin gelişim üzerindeki etkisi, çocuk doğduğunda değil çok daha öncesinde, annenin hatta anneannenin beslenmesi ile başlar. Yine de bebekler ve çocukların beslenmesinin sağlıklı gelişimi desteklemesi için yapılabilecek birçok şey vardır.

Profesör David Barker’ın araştırması dikkatimizi anneanne ve annelerin beslenmesinin çocukların ömür boyu sağlık ve gelişimi üzerindeki önemine yönlendirdi. Bu konu üzerindeki farklı araştırmalara göre anneanne ve annenin hamilelikte maruz kaldığı toksinler çocuğun bugünkü hastalıklarının sebebi olabilir! Fareler üzerinde yapılan deneylerden öğrendiğimize göre, hamilelikte yüksek dozda toksinlere maruz kalınması, bebeğin gen aktivitesinde değişikliklere yol açıyor (genetik mutasyon olmadan). Bu etki, 4 jenerasyon sonrasına kadar geçebiliyor. Artan araştırma sonuçlarına göre bu etki, beslenme düzenlemesi ile iyileştirilebiliyor.

Beslenme2Hamilelik sürecinde ve öncesinde, fetusun büyüyen beyninin sağlıklı gelişimi için annelerin beslenmelerinde Omega 3 ve çeşitli mineral ve vitaminlerin bulunması gerekir. Doğumdan sonra bebeğin beyni büyük bir hızla büyüyerek 4 yaşa kadar yetişkin beyninin %90’ı boyutuna ulaşır. Beyin büyüdükçe beyin hücreleri arasında milyonlarca bağlantı oluşur. Bunlar sayesinde vücut ve çevre ile ilgili bilgiler beyne iletilir. Bu bilgilerin ne kadar verimli iletilebileceği, bağlantıların ne kadar güçlü olduğu ve beynin bu mesajlardan ne kadar bilgi çıkartabileceği, belli temel çevresel faktörlere bağlıdır: duygusal güven ortamı, motor gelişim fırsatları ve duyusal uyaranlar. Beslenme ise bu temel etkenleri destekler.

Yediklerimiz, beynimizin nasıl çalıştığını etkiler. Bağırsak fonksiyonu ve beyin fonksiyonu temelde birbirine bağlıdır. Bir bebek veya küçük bir çocuk, vücudunda hassasiyet yaratan, veya alerjik olduğu, veya zehirli olan besinleri düzenli olarak sindirdiğinde, beyninin rahatsız edici maddelere maruz kalma ve bu durumun da sağlıklı gelişimini etkileme riski oluşur.
Bu da demektir ki beyin, nöron bağlantıları ile vücut duyularından ve sistemlerinden gelen mesajları kolayca yorumlayıp gerekli tepkileri veremeyebilir. Bazı çocuklar için süt ürünleri, buğday, şeker gibi belli gıdalar, doğal ve doğal olmayan renklendiriciler, tatlandırıcılar ve koruyucular çok rahatsız edici olabilir.

Bazen çocuğumuzun gıda hassasiyeti olduğundan hiç haberimiz olmaz. Ailede bu tip bir sorun olmayabilir, çocuk sağlıklı kilo alıyor olabilir. Fakat bazı yiyecekleri veya yiyecek gruplarını çocuğunuzun tolere edemediğine dair önemli işaretler vardır:
• Beslenme zorlukları, kolik
• Gelişim aşamalarında gecikme
• Huzursuzluk
• Uyku sorunları, uyumakta ve uyanmakta zorlanma, uyurken huzursuz olma
• Bağırsak şikayetleri, gaz, bulantı, kabızlık, ishal, altını kirletme
• Fazla terleme, ayaklar veya saçlarda kötü koku
• Baş ağrısı
• Kulak enfeksiyonları, sık soğuk algınlıkları
• Konuşmasının gecikmesi
• Bacaklarda ağrı
• İştahsızlık
• Nefes kokusu; tıkalı burun, ağızdan nefes alma
• Hiperaktivite
• Letarji, yorgunluk
• Astım

Çocuk büyüyüp okula başladığında gıda alerjileri veya hassasiyetleri öğrenme becerilerini bile etkileyebilir. Gıda alerjilerinin el yazısı üzerindeki etkisine bir örnek:
Beslenme3
Koruyucular, gıda boyaları ve tatlandırıcılardan ileri gelen gıda alerjileri ve zehirlenmeleri hareket, görme, denge, vücut bilinci gibi genel gelişimsel becerileri de etkileyebilir. Bazı çocuklar dokunsal uyaranları doğru yorumlayamazken bazı çocukların ise işitsel uyaranları doğru anlayamama gibi sorunları olabilir.

Ne Yapabilirsiniz?
Beslenme4

Yediğiniz ve çocuğunuza verdiğiniz yemekleri düşünün. Çocuğunuzun gelişimi için en iyi besinleri sağlayabiliyor musunuz? Yiyecekleri en sağlıklı haline getirmek için neler yapabilirsiniz? İnternetten bu konuda birçok fikir alabilirsiniz, hangi gıdalardan kaçınmalıyız, zararlı gıdalar yerine sağlıklı alternatifler bulabilir miyiz gibi...
Başlangıç için bazı öneriler:
1. Hamile kalmadan önce uygun gıda takviyeleri hakkında bilgi alın. Son araştırma sonuçları, hamilelikten 3 ay önce ve hamileliğin en az ilk 3 ayında bebeğin nöral tüpleri (beynin temeli) oluşurken bu takviyelerin alınmasını öneriyor.
2. Yapabiliyorsanız bebeğinizi emzirin. Bu dönemde normal beslenmenizde yağlı balık yok ise Omega 3 desteği almaya devam edin.
3. Eğer bebeğiniz yukardaki alerji işaretlerinden birini gösteriyorsa, bir diyetisyene başvurarak hangi gıdaların çocuğunuzun vücudunu ve beynini rahatsız ettiğini tesbit edebilmek için yardım isteyin. İnek sütü, buğday, salisilat içeren meyveler (domates, portakal, çilek gibi) veya başka şeyler olabilir.
4. İki yaş altında tüm işlenmiş gıdalardan uzak tutun. Örneğin; işlenmiş etler (salam, sucuk, sosis, vb.), MSG içeren ürünler, cips, kutulu meyve suyu, renklendiricili yiyecekler ve beyaz ekmek gibi.
5. Aldığınız ürünlerin içindekileri okuyun. En az zararlı katkı maddesi içeren ürünleri tercih edin. Ekmek, yağ gibi günlük kullandığınız ürünlerde bile birçok renklendirici, tatlandırıcı ve koruyucu olabilir.
6. Su tüm çocuklar için en iyi içecektir. Meşrubatlardan ve gazlı içeceklerden uzak durun.
7. Taze mevsim sebze ve meyvelerini tüketin. Öncesinde iyice yıkayın.
8. Alabiliyorsanız organik gıdalar alın.
Yazarlar Hakkında: Maureen Hawke, Learning Connections, Brisbane’den nöro-gelişimsel eğitim uzmanıdır. Beslenme, refleks, duyusal motor tedavileri gibi öğeleri kullanarak davranışsal ve öğrenme sorunları olan çocuklara başarıyla destek olur. Dr. Jane Williams KindyROO Global Genel Müdürüdür. Aynı zamanda James Cook Üniversitesinde Kıdemli Okutmandır.

Sebze Yemek ya da Yememek!

Çocuğunuz da böyle mi düşünüyor? Çocukların yemek saati çok eğlenceli olabildiği gibi hiç beklenmedik bir anda 180 derece dönerek hayatı zorlaştırabilir.

Maureen Hawke, “İlk Yıllar: En İyi Beslenmeyi Oluşturmak” adlı makalesinde besinler ve çocukların besinlerle olan sağlıklı ilişkisi için fikirler veriyor.

İlk Yıllar: En İyi Beslenmeyi Oluşturmak

Çocukların ne yediği nasıl gelişeceklerini ve ne öğreneceklerini etkiler, ebeveynlerin çocukların ne tür besinler almaları gerektiği hakkında çok kısa bir dönem söz hakları vardır. Bebeklikte bir kere şekerli, tuzlu veya yağlı besinlerin tadını alırlarsa gerçekten ihtiyaçları olan besinlerin yerine genelde bu tarz yiyecekler yemeyi tercih ederler. Her ne kadar genelleme yapmak doğru olmasa da çocuklar kendilerine sunulan besinleri yemeyi öğrenirler ve daha sonra ne isterlerse onu yemek isterler. Çok fazla yemek çocuğun gerekli besinleri almasını tehdit eder.

  • Yemeği ödül olarak vermeyin.
  • Çocuk yeteri kadar yediği sinyallerini vermeye başladıktan sonra daha fazla yemek yedirmeye çalışmayın.
  • Yemeği davranış veya ruh halini değiştirmek için kullanmayın. Ruh haline göre verilen besinler onların besin alma zamanlarını açlık veya tokluk durumlarına göre kontrol etmelerini engelleyebilir.
  • Açlık hissetmesinden korkmayın.
  • Keyfi yemekleri bırakın, düzenli yemek saatleri olsun.
  • Yemek yemeyi bir savaşa döndürmeyin, siz yemeği seçersiniz onlar ne kadar yiyeceklerini seçer.
  • Israrcı olun, yeni bir yemeği en az 10-15 defa vermeyi deneyin.
  • Söylediklerinizin arkasında durun ve yapın.
  • Çocuklar “hayır” diyerek ne yiyeceklerinin kontrolünü ele alır.

Zor beğenen çocuk

Seçici çocuk doğar mı yoksa yaratılır mı? Yemek seçen çocukların böyle olmalarının birkaç nedeni olabilir:

  • Çinko eksikliği: Birçok çocukta çinko eksikliği görülebilir ki çinko önemli bir besindir. Bunun neticesi seçici yemek ve az iştah olur. İşlenmiş tahıllar, beyaz ekmek, makarna, krakerler çinkoyu tüketir. Çinko eksikliği koku, tat ve doku algılamasını negatif etkiler. Çinko eksikliği ile damak tadı da değişerek gerekli ve yararlı besinlerin alınmasını önleyebilir ki bu durum çinko eksikliği giderildikten sonra bile algısal hafızanın alışkanlığı nedeni ile devam eder.
  • Algısal nedenler: Görünüşü, sunumu, kokusu, dokusu, rengi veya tabakta diğer hangi besine dokunduğu bile seçiciliği oluşturabilir. Bazı çocuklar fark edilmesi çok zor olan farklılıkları bile anlayıp en ufak değişikliğe bile çok tepki gösterebilir (örn. ekmek değişikliği). Tat, koku ve besininin ağızda yarattığı his tamamen yemek seçimini etkileyebilir.

Yemek seçen ebeveynler de bu huylarını çocuklarına geçirebilir. Çocuk yemeği reddederken de nazik olmalıdır. Beğenmeme hareketleri yerine basit bir “hayır” veya “hayır teşekkür ederim” olmalıdır. Nazik “hayır” daha fazla “evet” dedirtecektir.

Çocuğum sebze yemiyor!

Çocuğunuza sebze yedirmek için baskı yapmayın, tehdit etmeyin veya rüşvet vermeyin. Baskı yapar veya rüşvetle yedirmeye çalışırsanız çocuğunuz o yemeği daha az sevecektir. Sizi yerken görsünler, zaman içinde onlar da merak edip ufak bir parça yiyerek tadına bakacaklardır. Yutmayabilirler, ebeveynler bunu genelde sevmediler diye yorumlar.

Tatlıları pazarlık amaçlı kullanmayın. Pazarlık ettiğinizde çocukları tatlıların sebzelerden daha iyi olduğu kanısına vardırır. Eğer tatlı yemek için önce sebze yemek gerekiyorsa o zaman tatlılar süper olmalı!

Çiğnemek neden önemlidir

Birkaç dişin olması çiğnemek için yeterlidir. Ağız problemi olan çocuklar çene kaslarının zayıf olması nedeni ile çiğnemeyi sevmediklerinden (!) sıvı besinleri tercih edebilir. İşlenmiş günümüz besinleri çiğnemeyi gerektirmeyebilir. Besinleri ağızda çiğnemek çeneyi geliştirdiği gibi dişlerin düzenli çıkmasını da sağlar. Çiğ besinlerin tüketildiği toplumlarda çiğneme daha fazla olur ve dişler daha düzenli olduğundan ağız telleri daha az görülür. Ayrıca çiğneme östaki kanalını da açıp kapattığı için (kulak ve burun arasındaki kanal) bu çocuklarda daha az kulak enfeksiyonu görülür.

Bazı temel noktalar

  1. Taze her zaman en iyisidir.
  2. Organik, işlenmişten daha iyidir.
  3. Çocuğunuzun yemeğini kendiniz yapın.
  4. Suni renklendirici ve suni tatlar içerdiklerinden ve davranış bozukluklarına yol açabildiklerinden dolayı işlenmiş besinlerden kaçının (liste aşağıda verilmiştir).

İşlenmiş besinler genelde şeker yüklüdür ve lifli gıdalar ve tahıllar, sebze, meyveler ve et, tavuk, balık ve fasulye mercimek gibi proteinli besinler alınabilecekken açlığı bastırır. Ancak bazı durumlarda meyveler bünyelerinde yüksek miktarda salisilat ve amino asit bulundurduğundan hassas bünyeli çocuklarda davranış bozukluklarına da yol açabilir. Meyve suyu içirmek yerine meyvenin kendisini yedirmeyi tercih edin. Meyve suyu aynı zamanda açlığı gidereceği için suyu tercih edin.

Besin seçiminde ve diyette en iyi kontrol

Okul öncesi yıllar çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarına en rahat müdahale edebileceğiniz yıllardır. Bu zamanı taze gıda tüketimi alışkanlığı kazandırmak için harcayın. İşlenmiş gıdalardan kaçarak çocuğunuzun bağışıklık sistemi ile birlikte beyin gelişimlerine destek vermiş olursunuz. Beyin sağlıklı bir şekilde beslendiğinde gelişim, öğrenme ve hatırlama çok daha kolaylaşır ve çocuğunuzun davranışı ve uykusu düzenli olur. Bunların aksi olduğunda çocuk, çabuk hastalanabildiği gibi, gelişim bozukluğu ve davranış bozukluğu gösterebilir.

Reflü, kolik, sık antibiyotik kullanımı, kabızlık, uyku problemi ve alerjiler gösteren çocuklarda gelişmemiş sindirim sistemi veya besinlere karşı hassaslık olabilir. Yemek yemek onlara problem yarattığı için içmeyi tercih edebiliyor olabilirler.

Besin dedektifi olun

Genel sağlık sorunları veya davranış bozuklukları besin alerjileri, hassasiyet, veya beslenme yetersizliği sonucu oluşabilir. Çocuğunuzda bu problemlerin oluşmaması için besin dedektifi olmanız gerekebilir. Çok fazla çeşitte beslenme şekli ve bilgisi karışıklıklara yol açabilir. Bir diyetisyene danışmak iyi bir başlangıçtır. Yapılan araştırmalar günümüz çocuklarının sağlıklarının ebeveynlerine göre daha problemli olduğunu göstermekte. Sağlıklı yaşam erken çocukluk döneminde edinilen düzenli beslenme alışkanlıkları ile olur.

Problem yarattığı bilinen katkı maddeleri ve koruyucular

İsim Paket üzerindeki numarası
Günbatımı sarısı 110
Tartrazine 102
Carmoisine 122
Ponceau 4R 124
Sodium Benzoate 211
Ribonucleotides E635, 627, 631
Sorbates 200-203 (soslar)
Benzoates 210-213 (gazlı içecekler)
Sulphites 220-228 (kuru meyveler)
Nitrates, nitrites 249-252
Propionates 280-283 (ekmek)
Antioxidants 310-321 (yağlar)

Yazar: Maureen Hawke Nörolojik gelişim terapisti olup, Brisbane’de bulunan Learning Connection Centre’in direktörüdür. 30 yılı aşkın bir süredir, öğrenme bozukluğu çeken, odaklanma problemi olan, veya gelişimsel gecikme gösteren çocuklarla bütünsel bir yaklaşımla çalışmaktadır. Avustralya’da ve dünyada eğitmenlere konusunda eğitim vermektedir.

___

Web Tasarım Düzenleme