Nobel Ekonomi Ödüllü Amerikalı Profesör James J. Heckman tarafından yayımlanan bu araştırma, erken dönem çevresel ortamların, çocuğun ergenlik ve yetişkinlik dönemindeki başarısı üzerindeki etkisini özetler. Beceri gelişimi, dinamik bir süreçtir ve bununla ilgili bilinmesi gereken en önemli konu ilk dönemki kazanımların tartışılmaz etkisidir. Erken çocukluk dönemi kazanımları, sonraki kazanımların verimliliğini büyük ölçüde etkiler.

Erken çocukluk dönemi gelişimine yapılacak yatırımların ve sosyal politikaların belirlenmesi için, ekonomi, nöro-bilim ve gelişimsel psikoloji alanlarında yıllar süren araştırmalarca kanıtlanmış şu dört unsur çok önemlidir [1]:

1. Beynin mimarisi ve bireyin beceri gelişim süreci; genetik faktörlerin ve bireysel deneyimlerin birleşiminden etkilenir.Tek etken genetik değildir.

2. Bireyin hayat başarısını belirleyen becerilerin oluşması için gereken nörolojik gelişim, sıralı ve hiyerarşiktir. İleri düzey bilgi ve becerilerin edinimi, erken dönem becerilerin sağlam bir temelle oluşmuş olmasına bağlıdır.

3. Fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal ve iletişimsel beceriler birbirine bağlı olarak gelişir. Bu becerilerin gelişimi üzerindeki en güçlü etken ise çocuğun erken çocukluk dönemi deneyimleridir.
Bireylerin güçlü bir erken çocukluk dönemi geçirmesi ise, toplum genelinin başarısını etkiler.

4. İnsan becerilerinin temeli, erken çocukluk döneminde bilinen bir sıralama ile belli hassas dönemlerde oluşur. Bu dönemlerde oluşan beyin bağlantıları ve sonucunda kazanılan beceriler/davranışlar, çocuğun bu dönemlerdeki deneyimlerinin verimliliği ile direkt ilişkilidir.

Alanında dönüm noktası olarak kabul edilen P. Shonkoff tarafından yayımlanan makale; bir insanın beyin bağlantılarının oluşmasından empati yeteneğine kadar tüm gelişimsel süreçlerinin, hamilelikten erken çocukluk sonuna kadar edinilen deneyimler ile belirlendiğini açıklar[2].
Bu çıkarımın temelinde öğrenme sürecinin doğasına ilişkin 2 çok önemli özellik yatar:

1. Erken dönemde öğrenilenler, beceri kazanımını kolaylaştırır. Becerileri gelişmiş olan çocuğun ise daha fazla öğrenme konusunda içsel motivasyonu yüksek olur.
2. Bilişsel, sosyal ve duygusal becerilerin erken çocukluk döneminde edinilmiş olması, sonraki öğrenim sürecini daha verimli hale getirir. Bu da öğrenmenin sürekliliğini destekler.

Erken dönem ailesel ortamlar, bilişsel ve bilişsel olmayan tüm becerilerin temel belirleyicisidir. Araştırmalara göre çevresel ortamlarında yeterli uyaran alamayan çocuklar, 4-6 yaş arasında bu becerilerde eksik kalır. Bu eksiklik, çocuğun öğrenme ve gelişim konusunda dezavantajlı konuma geçmesine neden olur. Bu dezavantajın temeli, ailenin maddi yetersizliğinden ziyade,
çocuğa bu dönemde yeterli uyaranları verememelerinden kaynaklanır.

Günümüzde çevresel ortamların verimliliği gittikçe kötüleşmektedir. Erken çocukluk becerilerinde geri kalan çocuk, bu açığı hiçbir zaman telafi edemeyebilir. Bu nedenle erken çocukluk dönemi ortamının verimsizliği, genellikle yetişkinlikte sosyal ve ekonomik başarısızlık ile sonuçlanır. Toplumlardaki birçok ekonomik ve sosyal problem de nüfusun genel beceri ve yetkinlik seviyesinin düşük olmasından kaynaklanır.

İkinci Şans Programları

Amerika «ikinci şanslar ülkesi» olarak bilinir. Amerika’nın eğitim politikası, erken çocukluk döneminden ziyade sonraki döneme yapılan yatırımlara ağırlık verdiği için, insanın değişme olasılığına dair bir iyimserlik üzerine kuruludur.

Oysa ki insanın beceri oluşum dinamiklerine göre, erken çocuklukta aile ortamındaki uyaran eksikliklerinin sonradan telafi edilmesi çabası, zorlu ve maliyetlidir[3].

Eğer toplum erken çocukluktaki eksiklerin telafisinde gecikirse, dezavantajlı hale gelen bu kişilere yapılacak yatırım, ekonomik açıdan verimsiz olacaktır.

Büyük bir çalışma sonucu çıkan sonuç, «İnsana Yapılan Maddi Yatırımın Geri Dönüşü» isimli grafikte sunulmuştur. Kırmızı ile gösterilen azalan eğri, farklı dönemlerde eğitime yapılan 1 Dolar yatırımın geri dönüşünü gösterir.

Yatırımın fırsat maliyetini gösteren (r) çizgisi ise, bu yatırımlar eğer eğitim yerine finansal varlıklarda değerlendirilse idi oluşacak getiriyi gösterir.

Grafiğe ve ekonomik verimlilik prensiplerine göre, eğitime ayrılan mevcut fon dağılımları, birçok okul ve okul sonrası programa gereğinden fazla, erken çocukluk gelişimine yapılan harcama gereğinden azdır[4].

Sonuç

Erken çocukluk dönemi verimli geçirilmelidir. Verimsiz geçtiği durumlarda dezavantajlı konuma düşen çocuklara yatırım mümkün olduğunca erken yapılmalıdır ki hem bireyler hem de toplumsal olarak verimlilik yakalansın. Sınıflardaki öğrenci sayısını azaltmak, üniversite eğitimi için burslar sağlamak, mesleki eğitimler vermek gibi sonradan yapılan «geç» girişimlerden alınacak verim, erken çocukluk dönemine yapılacak yatırımlara göre çok düşüktür. Genellikle toplumlar, sorun oluştuktan sonra harekete geçip, bahsedilen «geç» girişimleri uygulamaktadır ve kaynakları erken çocukluğa yeterince aktarmayarak verimsiz kullanmaktadır. Okul dönemi ve sonrası için yatırım yapmak mutlaka faydalıdır. Ancak bu fayda, erken çocukluk dönemi verimli geçtiğinde ve belli beceriler sağlam bir temel ile oluştuğunda çok daha verimli sonuçlar vermektedir. Özetle, öncelikle erken çocukluk dönemine yatırım yapıp, ardından okul ve sonrası döneme yatırım yapmak, bireyler ve toplumlar için maksimum faydayı sağlar.

Referanslar
  1. 1. E. I. Knudsen, J. J. Heckman, J. Cameron, J. P. Shonkoff, Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A., in press.
  2. 2. J. P. Shonkoff, D. Phillips, From Neurons to Neighborhoods: The Science of Early Child Development (National Academies Press, Washington, DC, 2000).
  3. 3. F. Cunha, J. J. Heckman, L. J. Lochner, D. V. Masterov, in Handbook of the Economics of Educa tion, E. A. Hanushek, F. Welch, Eds. (North Holland, Amsterdam, in press).
  4. 4. P. Carneiro, J. J. Heckman, in Inequality in America: Wha t Role for Human Capital Policies? J. J. Heckman, A. B. Krueger, B. Friedman, Eds. (MIT Press, Cambridge, MA, 2003), ch. 2, pp. 77–237.
Web Tasarım Düzenleme