Genetikten gelen zihinsel ve fiziksel potansiyel ancak ve ancak doğru erken çocukluk deneyimleri sayesinde en üst düzeyde kullanabilir. Erken çocukluk döneminde doğru deneyimlerden mahrum olan çocuklar, genetik potansiyellerinden bağımsız olarak akademik başarısızlık riskiyle karşı karşıya kalırlar.
Doğumda beyin hücreleri mevcuttur ancak kullanabilmeleri için gereken hücreler arası bağlantılar henüz oluşmamıştır. Doğru hareket deneyimleri ve duyusal uyaranlar sayesinde gelen veriler ile bu bağlantılar doğru şekilde oluşur. Bu sayede beyin hücrelerinin kullanılabilmesi sağlanır.
Aynı zamanda hareket deneyimleri le güç denge, duruş ve koordinasyon gelişimi sağlanır. Böylece ilkel reflekslerden gelen otomatik hareketlerin istemli hareketlere dönüşmesi, duyusal bütünleme, beynin iki yarım küresinin iş birliği içinde çalışması, motor planlama gibi önemli gelişimsel aşamalar eksiksiz ilerler ve çocuklar okulun gerektirdiği öğrenme ve hareket becerilerine hazır hale gelir.
Bu sayede anaokuluna ve sonrasında ilkokula başlamadan önce mutlaka tamamlanmış olması gereken aşağıdaki gelişim alanlarının eksiksiz ilerlemesini sağlar:
• Güç, denge, duruş ve koordinasyon gelişiminin eksiksiz olması. Örneğin, çift elle asılarak ağırlığını taşıyabilmesi, sonrasında tek eliyle de kısa bir süreliğine ağırlığını taşıyarak sallanıp ilerleyebilmesi. Çift ayakla rahatça zıplayabilmesi, tek ayak üzerinde durabilmesi, sekebilmesi. Yüksek yerlere korkmadan tırmanabilmesi, vb.
• Elleri ve parmaklarını doğru şekilde kullanabilmesi, doğru şekilde kalem tutabilmesi.
• Vücudun dikey orta hattının eller, kollar ve gözler ile rahatça geçilebilmesi.
• Baskın taraf tercihinin yapılmış olması. Nitelikli işleri, baskın tarafı diğer taraf ile destekleyerek rahatça yapabilmesi.
• Vücut, alan farkındalığı ve hareket ederken düşünebilme becerilerinin gelişmiş
olması.
• Öz bakımını yapabilmesi. Örneğin, kıyafetlerini giyip çıkarabilmesi, çatal-kaşık
ile yemek yiyebilmesi.
• Odaklanma, dinleme, anlama ve kendini ifade etme becerilerinin gelişmiş olması. Yaşı ile paralel sayıda ardışık yönergeyi uygulayabilmesi (3 yaşında 3 yönerge, 4 yaşında 4, vb.).
• Ebeveyninden ayrı vakit geçirebilmesi, farklı bir kişiden yönerge alabilmesi.
• Sosyalleşebilmesi, sıra bekleyebilmesi, diğer çocuklar ile paylaşım yaparak oyun oynayabilmesi.